12 Haziran 2013 Çarşamba

Sinema Filmleri

Sinema Filmleri

20. yy insanlık tarihi için her alanda çok köklü değişimlerin yaşandığı bir yüzyıl olarak tarihteki yerini almış durumdadır. Geleneksel toplumsal formlarda olan bir takım olgular bu yeni dönemde yepyeni anlamlara bürünmüş ve bunun dışında bu yeni dönemde, öncesi olmayan bir takım olgulara da tanıklık edilmiştir. Sinema yeni dönemin icadı olarak toplumsal örgütlenişin en etkin öğesi ve yeni bir sanat formu olarak modern toplumdaki yerini almaya başlamıştır. Değişen toplumsal dinamikleri besler nitelikleriyle sinema, kalıcılığını ve etkileyiciliğini garantilemiş olmaktadır.
           
Bugünkü haliyle sinemanın ortaya çıkışı 19.yy’nin son birkaç yılına tekabül eder. Olağanüstü başarısıyla sinemanın ne hız ne de ölçek olarak bir benzeri vardır. Yüzyıllar süren bir tasarım ve icadlar zinciri, bugünkü haliyle sinemayı ortaya çıkarmıştır. Bütün yirminci yüzyıl sanatına egemen olacak ve onu dönüştürecek olan sinema, teknolojisiyle, üretiliş biçimiyle ve gerçekliği sunuş tarzıyla tamamen yeniydi. Kameranın hareketliliği, odağının değişebilirliği, sınırsız fotoğraf hilesi olanağı ve her şeyin ötesinde bütün olarak kaydedilmiş film şeridinin uygun parçalar halinde kesilip istenildiği gibi yeniden birleştirilmesi, film yapımcıları tarafından derhal fark edilip kullanıldı. Çok kısa bir sürede milyonluk kitleleri sinema salonlarına çekme başarısını göstererek, bu tasarım bilimi hedefini gerçekleştirmiş olmanın zaferini yaşamıştı. Bu olağanüstü başarı, öncelikle film piyasasının öncüllerinin, bir halk kitlesini kârlı bir biçimde eğlendirmek dışında hiçbir şeyle ilgilenmemelerinden kaynaklandı.
           
Bir meta olarak film evrensel ve kozmopolit olmayı amaçlar, daha geniş pazarlarda daha kalabalık ve değişik seyirci topluluklarının ilgi ve beğenisini kazanabilmek için. Bu sebeple de endüstrinin gereklerinin dışında kalamaz. Endüstrinin bir sacayağı pazarın beğenileri doğrultusunda üretimde bulunmaksa bir diğeri üretilen ürünlerin tüketilmesini gerektirir. Bunun için önce ortak beğenilerin evrensel çapta oluşturulması ve sonra da çok geniş bir yelpazenin eğlenme taleplerini karşılıyor nitelikte olması gerekir.
           
Sinema endüstrisi yalnızca filmleri satmıyor, beraberinde yıldızları ve ürettiği imajları da satıyor. Amerikan sineması “yıldızcılık” yöntemine (star system) kurallar kazandırıyor, yıldızı bir meta haline sokup tüm olanaklarını kullanarak pazarlıyor. Sinema, ister sanat yanıyla, isterse popüler kullanımı yanıyla olsun sembolleri kullanarak imaj yaratma konusunda kuşkusuz temel belirleyenlerden biridir. Sinema senaryo aşamasından başlayarak, kullanılan ışığıyla, kamera, açı ve hareketleriyle, dramatizasyonuyla, kurgusuyla, baştan sona kadar bir illüzyondur, bir imaj büyüsüdür.
           
Sinema bir gösteri sanayisi olduğundan dolayı içerdiği her konu, her tema ve her söz gösteri olma niteliğini içinde taşımak ve yansıtmak zorunluluğundadır. Gösteri sinemayı gösterişli ve etkileyici kılan temel özelliğidir. Sinema bir diğer etkileme gücünü tüm olanaklarını kullanarak yarattığı özdeşleşme duygusundan alır. Gösterim mekanın da katkısıyla yarattığı o büyülü hava, izleyiciyi sinemasal uzayın içine sokar. Ve anlatılanlar ne kadar gerçekdışı olsa da, yaşantıladıklarımız izlediklerimizden ne denli farklı olsa da, seyir boyunca kendi geçekliğimizden kopup, perdenin içindeki uzayda dolaşırız. Perdeye yansıyan görüntünün yarattığı imgeyle özdeşleşen insan, gerçek yaşamında kurguladıklarının karşılığını bulamasa bile, sinema salonundan çıktığında, özdeşleştiği imgenin taklitçisi olmuştur. Sinema aracılığıyla farklı toplumlarda yaşayan insanların gelenek, görenek ve değer yargılarında değişimin oluşmasına neden olunmuştur.
           

Sinema büyülü bir gösteri olmanın avantajıyla toplumları farkında olsunlar ya da olmasınlar koşullandırır. Onlara star sisteminin de katkısıyla yaşam biçimleri enjekte eder. Sinema ürünleri üretildikleri halklar üzerinde bile dönüştürücü bir etkiye sahipken, diğer ülkelerde bu etkinin daha fazla olması kaçınılmazdır. Kültür endüstrisinin egemenleri sinemayla bir ucu emperyalizme varan bir olgunun yaşanmasına sebep olabilirler. Sinema tamamen popüler bir sanat olduğundan ve endüstrisi olmadan olmayacak bir sanat olduğundan dolayı pazarı her zaman gözetmek zorundadır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder