Gürültü
En
basit şekliyle gürültü, iletişim sürecinde değiş-tokuş edilen mesajlarda kaynak
ve hedef kitle tarafından öngörülmemiş, istenmeyen ve iletişimin aksamasına ya
da tümüyle engellenmesene neden olan şeylerdir. Yani gürültü, kaynağın isteği
dışında aktarıcı sinyal ile alıcı sinyal arasındaki farklılıktır28.
Bu, sesin bozulması, telefon kablosundaki hışırtı, radyo sinyalindeki parazit
ya da televizyon ekranındaki “karlanma” olabilmektedir.
İletişimin
başarısı, mesajın tam olarak alınmasıyla, yani kaynağın ulaştırmak istediği
anlam içerisinde algılanmasıyla mümkün olabilmektedir. Bu manada iletişim
kaynağı, eğer bir şeyi kodlamak veya anlatmaktan yoksun ise gürültü yaratabilir.
Bir başka anlatımla, eğer anlam yeterli sembollerle açıklanamıyorsa, kodlama
sürecinde gürültü meydana gelebilmektedir.
Aslında
gürültü, iletişimin her aşamasında görülebilmektedir. Ancak burada önemli olan,
mevcut gürültü boyutlarının iletişimi engellemeyecek bir ölçüde olup
olmamasıdır. Örneğin, ders çalışan iki arkadaş için, çalınan radyodan duyulan
bir müzik, iletişimi engelleyen bir gürültü olarak değerlendirilebilir. Ama
bazen bu durum gürültü olarak kabul edilmeyebilir. Şöyle ki, müzikle ders
çalışmayı öğrenen kişiler için radyonun çalışması bir gürültü kaynağı olarak
algılanmayabilir29.
Özellikle
kişilerarası iletişimde meydana gelen aksaklıklarda psikolojik gürültünün payı
büyüktür. Kişi, belirli konularda önyargılı olabilir ve bu önyargısından ötürü,
belirli konularda gönderilen mesajları yorumlarken, anlam içeriğini farklı yönlere
saptırabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder