12 Haziran 2013 Çarşamba

Gürültü

Gürültü

En basit şekliyle gürültü, iletişim sürecinde değiş-tokuş edilen mesajlarda kaynak ve hedef kitle tarafından öngörülmemiş, istenmeyen ve iletişimin aksamasına ya da tümüyle engellenmesene neden olan şeylerdir. Yani gürültü, kaynağın isteği dışında aktarıcı sinyal ile alıcı sinyal arasındaki farklılıktır28. Bu, sesin bozulması, telefon kablosundaki hışırtı, radyo sinyalindeki parazit ya da televizyon ekranındaki “karlanma” olabilmektedir.

İletişimin başarısı, mesajın tam olarak alınmasıyla, yani kaynağın ulaştırmak istediği anlam içerisinde algılanmasıyla mümkün olabilmektedir. Bu manada iletişim kaynağı, eğer bir şeyi kodlamak veya anlatmaktan yoksun ise gürültü yaratabilir. Bir başka anlatımla, eğer anlam yeterli sembollerle açıklanamıyorsa, kodlama sürecinde gürültü meydana gelebilmektedir.

Aslında gürültü, iletişimin her aşamasında görülebilmektedir. Ancak burada önemli olan, mevcut gürültü boyutlarının iletişimi engellemeyecek bir ölçüde olup olmamasıdır. Örneğin, ders çalışan iki arkadaş için, çalınan radyodan duyulan bir müzik, iletişimi engelleyen bir gürültü olarak değerlendirilebilir. Ama bazen bu durum gürültü olarak kabul edilmeyebilir. Şöyle ki, müzikle ders çalışmayı öğrenen kişiler için radyonun çalışması bir gürültü kaynağı olarak algılanmayabilir29.  

Özellikle kişilerarası iletişimde meydana gelen aksaklıklarda psikolojik gürültünün payı büyüktür. Kişi, belirli konularda önyargılı olabilir ve bu önyargısından ötürü, belirli konularda gönderilen mesajları yorumlarken, anlam içeriğini farklı yönlere saptırabilir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder